28 Şubat 2012 Salı

Karadelikler





Arkadaşlar önce karadeliklerin oluşumu hakkında bir video izleyeceğiz sonra size anlatıcam.



Yukarıda gördüğünüz gibi Karadelikler Süpernova'dan sonra oluşurlar. Süpernova ile bilgi almak için blogun daha önceki paylaşımlarına bakabilirsiniz. Karadelikler'den hiçbir kaçış yolu yoktur. Karadelikler' den ışık bile kaçamaz. Bu süper çekim gücünden ışık hızı bile kaçmaz. Şimdi nasıl çektiğine bakınız.
Dosya:Black hole lensing web.gif
Karadelikler hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız aşağıdaki linklerden yararlanabilirsiniz.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kara_delik
http://www.uzaysitesi.com/karadelikler
http://www.yaklasansaat.com/evren/karadelik/karadelik.asp
Arkadaşlar bu sefer bilimsel bilgiye dayanmadım ama linkleri verdim. Bir daha ki paylaşımım da daha detaylı bilgiler vereceğim.

17 Şubat 2012 Cuma

Güneş sistemindeki gezegenler hakkında bilgi

Güneş Sistemindeki Gezegenler Hakkında Bilgi

1.)Merkür(Utrait): Güneş Sistemi'nin Güneş'e en yakın gezegenidir. Büyüklük açısından 8 gezegen arasından son sırayı alır. Adını Roma mitolojisinde ticaret ve yolculuk tanrısı ve tanrıların habercisi olarak bilinen Merkür'den alır. Çıplak gözle izlenebilen 5 gezegenden biri olarak eski çağlardan beri insanoğlunun dikkatini çekmiştir. Yer benzeri ya da 'kaya' yapılı gezegenler sınıfına girmektedir. Güneş'e yakınlığı nedeniyle yeryüzünden izlenmesi güçtür ve hakkında bilinenler sınırlıdır. Uydusu bulunmamaktadır.
Merkür, Güneş'e uzaklığı yaklaşık 46 milyon ile 70 milyon kilometre arasında değişen oldukça eliptik bir yörünge izler. Plüton'dan sonra Güneş Sistemi'nin gezegenleri arasında gözlenen en yüksek dışmerkezlik değerine sahip bu yörüngenin milyonlarca yıllık bir çevrim içinde zaman zaman daha da basıklaşarak dışmerkezlik derecesinin günümüzdeki 0,21'den 0,5 düzeyine dek yükselebildiği sanılmaktadır.

2.)Venüs: Güneş Sisteminde, Güneşe uzaklık bakımından ikinci sıradaki gezegen. Ayrıca Zühre, Roma Astrolojisi'nde Lucifer isimleriyle bilinir.Bu gezegen adını Eski Roma tanrıçası Venüs (Eski Yunan Mitolojisi'nde Afrodit)'ten almıştır. Halk arasında Çolpan veya Çoban Yıldızı olarak da bilinir. Kendi ekseni etrafında, Güneş Sistemindeki diğer tüm gezegenlerin aksi istikamette döner.
Büyüklüğü açısından Dünya ile benzerlik gösterdiğinden Dünya ile kardeş gezegen olarak da bilinmektedir. Gökyüzünde Güneş'e yakın konumda bulunduğundan ve yörüngesi Dünya'nınkine göre Güneş'e daha yakın olduğundan yeryüzünden sadece Güneş doğmadan önce veya battıktan sonra görülebilir. Bu yüzden Venüs Akşam Yıldızı, Sabah Yıldızı veya Tan Yıldızı olarak da isimlendirilir. Bir diğer adı da 'Çoban yıldızı'dır. Görülebildiği zamanlar, gökyüzündeki en parlak cisim olarak dikkat çeker.

3.)Dünya: Güneş Sistemi'nin Güneş'e uzaklık açısından üçüncü sıradaki gezegenidir. Üzerinde zeki yaşam formları barındırdığından emin olunan tek gök cismidir. Katı ya da 'kaya' ağırlıklı yapısı nedeniyle üyesi bulunduğu yer benzeri gezegenler grubuna adını vermiştir. Bu gezegen grubunun kütle ve hacim açısından en büyük üyesidir. Büyüklükte, Güneş Sistemi'nin 8 gezegeni arasında gaz devlerinin büyük farkla arkasından gelerek, beşinci sıraya yerleşir. Tek doğal uydusu Ay'dır.

4.)Mars: Güneş Sistemi'ndeki, Güneş'ten itibaren dördüncü gezegendir. Bu gezegen Roma mitolojisindeki savaş ilahı Mars'a ithafen adlandırılmıştır. Literatürde kullanılan diğer adlarından biri, yüzeyinde yaygın demiroksitten dolayı kızılımsı bir görünüme sahip olduğu için Kızıl Gezegen'dir.
İnce bir atmosferi olan Mars gerek Ay’daki gibi meteor kraterlerini, gerekse Dünya’daki gibi volkan, vadi, çöl ve kutup bölgelerini içeren çehresiyle bir yerbenzeri gezegendir. Ayrıca rotasyon periyodu ve mevsim dönemleri Dünya’nınkine çok benzer.

5.)Jüpiter (Müşteri, Erendiz): Güneş Sisteminin en büyük gezegeni. Güneşten uzaklığa göre beşinci sırada. Adını Roma tanrılarının en büyüğü Jüpiter'den alır. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve ga devleri sınıfına girmektedir.

6.)Satürn: Güneş Sisteminin Güneş'e yakınlık sırasına göre 6. gezegenidir. Türkçesi Sekendizdir. Büyüklük açısından Jüpiter'den sonra ikinci sırada gelir. Adını Roma'nın tarım tanrısı. Saturns'tan alır. Arapça kökenli Zühal adı Türkçe'de giderek daha az kullanılmaktadır. Sekendiz olarak da bilinir. Çıplak gözle izlenebilen 5 gezegenden biri (diğerleri, Merkür, Venüs, Mars, ve Jüpiter) olarak eski çağlardan beri insanoğlunun dikkatini çekmiştir. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devleri sınıfına girmektedir.

7.)Uranüs: Güneş Sisteminin Güneş'ten yakınlık sırasına göre 7. gezegendir. Çap açısından Jüpiter ve Satürn' den sonra üçüncü, kütle açısından bu iki gezegen ve Neptün'ün ardından dördüncü sırada gelir. Adını Yunan mitolojisi'ndeki gökyüzü tanrısın Uranos'tan alır.

8.) Neptün: Güneş Sistemi'nin sekizinci ve Güneş'e en uzak gezegendir. Adını Roma deniz tanrısı Neptunus'ten alan gezegendir. Neptün kütlesine göre ise en büyük üçüncü gezegendir.  

Büyük Patlama ya da Big Bang, evrenin yaklaşık 13,7 milyar yıl önce aşırı yoğun ve sıcak bir noktadan meydana geldiğini savunan evrenin evrimi kuramı ve geniş şekilde kabul gören kozmolojik model. İlk kez 1920’lerde Rus kozmolog ve matematikçi Alexhander Friedman ve Belçikalı fizikçi papaz Georges Lemaitre  tarafından ortaya atılan, evrenin bir başlangıcı olduğunu varsayan bu teori, çeşitli kanıtlarla desteklendiğinden bilim insanları arasında, özellikle fizikçiler arasında geniş ölçüde kabul görmüştür.
Teorinin temel fikri, halen genişlemeye devam eden evrenin geçmişteki belirli bir zamanda sıcak ve yoğun bir başlangıç durumundan itibaren genişlemiş olduğudur. Georges Lemaître’in önceleri “ilk atom hipotezi” olarak adlandırdığı bu varsayım günümüzde “büyük patlama teorisi” adıyla yerleşmiş durumdadır. Modelin iskeleti Einstein’ın genel görelilik kuramına dayanmakta olup, ilk Big Bang modeli Alexander Friedmann tarafından hazırlanmıştır. Model daha sonra George Gamow ve çalışma arkadaşları tarafından savunulmuş ve ilk nükleosentez olayı eklenmek suretiyle geliştirilerek sunulmuştur.1929’da Edwin Hubble’ın uzak galaksilerdeki (galaksilerin ışığındaki) nispi kırmızıya kaymayı keşfinden sonra, bu gözlemi, çok uzak galaksilerin ve galaksi kümelerinin konumumuza oranla bir "görünür hız"a sahip olduklarını ortaya koyan bir kanıt olarak ele alındı. Bunlardan en yüksek "görünür hız"la hareket edenler en uzak olanlarıdır. Galaksi kümeleri arasındaki uzaklık gitgide artmakta olduğuna göre, bunların hepsinin geçmişte bir arada olmaları gerekmektedir. Big Bang modeline göre, evren genişlemeden önceki bu ilk durumundayken aşırı derecede yoğun ve sıcak bir halde bulunuyordu. Bu ilk hale benzer koşullarda üretilen parçacık hızlandırıclarla yapılan deney sonuçları teoriyi doğrulamaktadır. Fakat bu hızlandırıcılar, şimdiye dek yalnızca laboratuvar ortamındaki yüksek enerji sistemlerinde denenebilmiştir. Evrenin genişlemesi olgusu bir yana bırakılırsa, Big Bang teorisinin, ilk genişleme anına ilişkin bir bulgu olmaksızın bu ilk hale herhangi bir kesin açıklama getirmesi mümkün değildir. Kozmozdaki hafif elementlerin günümüzde gözlemlediğimiz bolluğu, Big Bang teorisince kabul edilen ilk nükleosentez sonuçlarına uygun olarak, evrenin ilk hızlı genişleme ve soğuma dakikalarındaki nükleer süreçlerde hafif elementlerin oluşmuş olduğu tahminleriyle örtüşmektedir.(Hidrojen ve helyumun evrendeki oranı, yapılan teorik hesaplamalara göre Big Bang'den arta kalması gereken hidrojen ve helyum oranıyla uyuşmaktadır. Evrenin bir başlangıcı olmasaydı, evrendeki hidrojenin tümüyle yanarak helyuma dönüşmüş olması gerekirdi.) Bu ilk dakikalarda, soğuyan evren bazı çekirdeklerin oluşmasına imkân sağlamış olmalıydı.(Belirli miktarlarda hidrojen, helyum ve lityum oluşmuştu.)
Big Bang terimi ilk kez İngiliz fizikçi Fred Hoyle tarafından 1949’da, “Eşyanın Tabiatı” adlı bir radyo (BBC) programındaki konuşması sırasında kullanılmıştır. Hoyle, hafif elementlerin bazı ağır elementleri nasıl meydana getirebilecekleri konusunda katkıları olmuş bir bilim insanıdır.
Bilim insanlarının çoğu, evrenin başlangıcında, bir Big Bang olayının cereyan etmiş olduğuna ancak 1964/1965’te, evrenin sıcak ve yoğun döneminin kanıtı olarak kabul edilen kozmik mikrodalga arkaplan ışıması nın ya da Georges Lemaître’in kullandığı terimlerle  Big Bang’ın soluk ışıklı yankısının keşfinden sonra ikna oldular.
                                                                                     

  Kepler-10b: NASA'nın Kepler uzay teleskobu tarafından bulunmuş bilinen ilk kayalık güneş dışı gezegendir. Ocak 2011 itibarı ile bilinen en küçük geçişli güneş dışı gezegendir. Kütlesi 4.6 Dünya kütlesi, çapı ise 1.4 . Dünya çapıdır Kepler'den gelen verileri kullanan W. M. Keck Gözlemevi, HIRES aletiyle ışınsal hız yaparak gezegenin varlığını kanıtladı.Kepler-10b, Dünya nınkinden 1.4 kat büyük bir çapa ve 4.6 kat büyük bir kütleye sahiptir. Gezegenin yoğunluğu Dünya'dan çok daha fazladır ve demir bir gülleyle karşılaştırılablilecek düzeydedir.
Güneş'e olan uzaklığın yirmide birinden daha az bir mesafede bulunur. Yıldıza dönük tarafındaki sıcaklık 1833 K'dir ve bu bir yüksek fırın kadar sıcak olup demiri eritmeye yetecek bir sıcaklıktır

16 Şubat 2012 Perşembe




                                                                    Süpernova

 
animation of supernova explosion
  
Süpernova, enerjisi biten Büyük Yıldızların şiddetle patlaması durumuna verilen addır. Bir süpernovanın parlaklığı Güneş in parlaklığının yüzmilyon katına varabilir. Başlangıçta yapısı, iyonize madde olan plazma şeklindeki bir süpernovanın parlaklığını yitirmesi haftalar ya da aylar sürebilir. Bu süre zarfında yaydığı enerji, güneşin 10 milyar yılda yayacağı enerjiden daha fazladır. Bu patlamalar, maddenin evrende bir noktadan başka noktalara taşınması işine yarar.

Süpernova bilinen en enerjik patlayıcı olaylar
ından biridir. Patlamalar ne zaman nükleer yakıt biterse o zaman olur. Artık nükleer enerji sürümü tarafından desteklenir. Bir yıldızın ömür boyu verdiği ışık ortaya çıkar. Yıldız özellikle büyük ise, temeli çökecek. Bu yüzden enerji büyük miktarda olacak. Bu zarf yıldızlar arası uzaya çıkan bir şok dalgasına neden olur. Çökmesi sonucu bazı durumlarda yıllar sonra bir pulsar olarak görülebilmektedir. Hızla dönen bir nötron yıldızı da olabilir.

Kepler-22b: NASA nın Gezegen Avcısı adıyla bilinen teleskobu Kepler tarafından keşfedilen Güneş Sistemi dışındaki bir gezegendir. Bu gezegenin en büyük özelliği bir dev dünya olabilmesidir.
Keşfi, 5 Aralık 2011 tarihinde duyurulmuştur. Gezegenin yarıçapı Dünya nın yarıçapından 2,4 kat daha büyüktür ve Dünya'dan 600 ışık yılı uzaklıktadır. Kepler-22b nin yıldızına uzaklığı Dünya nın Güneş e uzaklığından %18 daha azdır.Bilim adamları tarafından gezegende ortalama yüzey sıcaklığının 22 derece olduğunu belirtmiştir.Kepler 22-b Şubat ayında Kepler ekibi tarafından bildirilen yaşanılabilir bölgelerde 54 öte gezegenin adaylarından biri olan ve sadece resmi diğer teleskoplar tarafından teyit edilecen ilk gezegendir.